Türkiye’nin en kalabalık ve ekonomik olarak en önemli bölgelerinden biri olan Marmara, 21 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen depremle sarsıldı. Yerel saatle 15.30'da gerçekleşen deprem, 5.8 büyüklüğünde ölçüldü ve çeşitli illerde hissedildi. İstanbul'un merkezi noktalarından başlayarak, güneyde Uşak’a kadar birçok şehirde hissedilen sarsıntı, halk arasında büyük bir paniğe neden oldu. Depremin merkez üssü, Marmara Denizi'nin derinliklerinde yer aldı ve derinliği 14 kilometre olarak belirlendi. Bu yazımızda, depremin etkileri, hazırlıksız yakalanan şehirler ve alınması gereken önlemler üzerine kapsamlı bir değerlendirme yapacağız.
Depremin hemen ardından, İstanbul’daki birçok bina ve altyapı sisteminde hasar tespit çalışmaları başlatıldı. İlk belirlemelere göre, bazı binaların zemin katlarında çatlaklar meydana gelirken, özellikle eski yapılarda daha belirgin hasarlar gözlemlendi. İnsanların panik içinde sokağa dökülmesi, trafikte yoğunluk oluşturdu. Sağlık ekipleri acil durumların yaşanmaması için hazırlıklarını artırdı. Deprem sonrası ilk saatlerde, vatandaşlar sosyal medya üzerinden yaşadıkları anları paylaşırken, bazıları da acil durum barınma yerleri oluşturma çağrısı yaptı. Kriz yönetim merkezleri, olası daha büyük sarsıntılara karşı önlemler almak için harekete geçerken, uzmanlar halkı bilinçlendirme çalışmalarına hız verdi.
Coğrafi olarak aktif bir bölgede bulunan Türkiye'nin, özellikle Marmara Bölgesi'nde depremler oldukça sık görülmekte. Deprem sonrası açıklama yapan uzmanlar, bu tür sarsıntıların, Türkiye'nin deprem kuşağında olması nedeniyle kaçınılmaz olduğunu belirttiler. Uzmanlar, vatandaşların depreme hazırlıklı olmalarının, yaşanan bu tür olayların olumsuz etkilerini minimize edeceğini ifade etti. Ayrıca, yapısal dönüşüm ve eski binaların güçlendirilmesi konularında hızlanılması gerektiği vurgulandı. Marmara, sadece İstanbul'da değil, çevresindeki illerde de büyük bir nüfusa ev sahipliği yapıyor; bu nedenle, geniş bir alanda yapılan farkındalık çalışmaları, toplum için kritik önem taşıyor.
Halkın depremle ilgili yaşadığı travmanın üstesinden gelebilmesi için yerel yönetimlerin proje geliştirmesi ve bu projeleri halkla paylaşması önemlidir. Deprem sonrasında kurulan dayanışma ve yardım ağı, toplumun tüm kesimlerinden gelen desteklerle daha da güçlenecektir. Okullar, iş yerleri ve evlerde önceden alınacak önlemler, insanların bu tür doğal afetler karşısında daha güvende hissetmelerine yardımcı olacaktır. Kısa vadede çözüm üretilmesi gereken bu tartışmalar, uzun vadede yapıların güvenliği ve toplumun bilinçlendirilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, Marmara’yı sarsan bu deprem, hem fiziki hasarlar hem de ruhsal etkileriyle hafızalarda yer etti. Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatan bu olay, gelecekteki olası riskler için bir uyarı niteliği taşıyor. Bireylerin, ailelerin ve devletin bir bütün olarak bu konuda atacakları adımlar, gelecekte deprem felaketlerinin etkisini minimize etmek için kritik önem taşıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, depreme hazırlıklı olmak amacıyla gerekli eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının yapılması şarttır.