Son günlerde sosyal medyada yankı uyandıran bir olay, ABD’li bir profesörün Türkiye’deki genç aktivist Rümeysa Öztürk için başlattığı açlık grevi oldu. Rümeysa Öztürk, fikirleri ve aktivizmiyle dikkat çeken bir isim olarak tanınıyor. Başta çevre ve kadın hakları olmak üzere, birçok sosyal meseleye dair yaptığı çalışmalar ve paylaşımlar sayesinde birçok kişinin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Ancak son dönemde yaşadığı zorluklar ve karşılaştığı baskılar, birçok destekçisinin harekete geçmesine sebep oldu. Bu bağlamda, New York Üniversitesi’nde görevli olan Profesör Jack Thompson, açlık grevine başlayarak Rümeysa'nın sesine dikkat çekmek istediğini belirtmişti.
Rümeysa Öztürk, Türkiye’de genç yaşta aktivizm alanında önemli adımlar atan bir birey olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına duyduğu duyarlılıkla bilinen Öztürk, özellikle kadın hakları ve çevre koruma konularında aktif bir rol üstleniyor. Genç yaşında sosyal medya platformlarında başlattığı kampanyalar ve organizasyonlar ile geniş bir takipçi kitlesine ulaştı. Ancak bu süreçte, bazı otoriteler tarafından hedef gösterildi ve çeşitli zorluklar ile karşılaştı. Destekçileri, onun bu mücadelede yalnız olmadığını ve sesinin yankı bulması gerektiğini düşünüyor. Profesör Jack Thompson, bu düşünceden yola çıkarak açlık grevini başlattığını açıkladı.
Jack Thompson, Rümeysa'nın yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla açlık grevine başlamasının nedenini, “Her insanın sesinin duyulması gerekiyor. Rümeysa gibi genç aktivistlerin mücadelesi, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada önemli bir metastaz oluşturuyor. Onun için burada olmak, bu mücadelede bir parça da olsun katkı sunabilmek adına elzemdi” sözleriyle ifade etti. Profesör, açlık grevini, Türkiye’nin genç aktivistler üzerindeki baskıyı ve bu baskının sonuçlarını gözler önüne serme çabası olarak tanımlıyor.
Açlık grevi, sosyal medya aracılığıyla hızla yayıldı ve birçok kişi tarafından desteklenmeye başladı. Özellikle sosyal ağlarda “#RümeysaÖztürk” etiketi ile birçok paylaşım yapıldı. Destekçiler, bu hareketin amacının, genç aktivistlerin mücadelesine uluslararası bir boyut kazandırmak ve Türkiye’deki durumu gözler önüne sermek olduğunu vurguladı. Ancak, bu durum bazılarına göre tehlikeli bir hamle. Bazı yorumcular, böyle bir hareketin, hedef alınan bireyler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğinden endişe duyuyor. Rümeysa'nın savunucuları ise, bu desteklerin, sadece eleştiriye maruz kalan bir aktivistin sesi olacağını düşünüyor.
Açlık grevi, hem medyada hem de sosyal platformlarda geniş yankı bulmuş durumda. Siyasi yorumcular, bu tür eylemlerin, sosyal hareketlerde nasıl bir etki yarattığı üzerine çeşitli analizler yapıyor. Rümeysa’nın destekçileri, sadece duyarlılığı artırmakla kalmayıp, toplumda da bir farkındalık yaratmayı hedefliyorlar. Thompson’ın durumu, uluslararası bir basın toplantısı ile geniş kitlelere duyuruldu. Uluslararası medya mensupları, bu olayı yakından takip etmeye başladı ve profesörün açıklamalarını dünya gündemine taşıdı. Açlık grevinin uzaması durumunda, Rümeysa’nın geleceği ve Türkiye’deki genç aktivistlerin durumu hakkında endişeler artmaya başlayabilir.
Sonuç olarak, Profesör Jack Thompson’un açlık grevi, Rümeysa Öztürk gibi genç aktivistlerin karşılaştığı zorlukları gözler önüne sererken, dünya genelinde sosyal hareketlerin ve dayanışmanın önemini vurgulayan bir eylem olarak dikkat çekiyor. Şu anda gözler, hem profesörün hem de Rümeysa’nın geleceğinde. Bu tür eylemlerin ne denli bir etki yaratacağı ise zamanla netleşecek. Sonuç olarak, bu olay, sadece bir bireyin mücadelesi değil, gençlerin değişim yaratma azminin de bir göstergesi oldu.